14 Mayıs 2015 Perşembe

Arı zehrinden doğan şifa

Arı, geçmişten günümüze ürettiği balla insanlara şifa ve lezzet kaynağı sunar. Arıları insanlardan uzaklaştıran en temel nokta da arı sokması. Ancak arı sokmasıyla vücuda salgılanan zehir o kadar da kötü değil. Bu zehir insanlara önemli bir şifa kaynağı olup, çeşitli hastalıklara da çözüm üretir. Kökeni milattan önce iki binli yıllara kadar dayanan bal arısı tedavisi "Apiterapi" olarak tıp dünyasındaki yerini aldı. Apiterapi hakkında merak edilenleri, bu konuda çalışmalar yapan Apimedi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Talha Sarıarslan'la konuştuk. Apiterapi uzmanı Doktor Muttalip Oğuztürk de, tedavi uygulamalı olarak gösterdi.

Doktor Muttalip Öztürk (solda), Talha Sarıarslan (sağda)
"Arının çeşidi çok önemlidir"
Apiterapi hakkında çeşitli çalışmalar yapan ve insanlara bu tedavi yöntemiyle hizmet veren Apimedi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Talha Sarıaslan, dünyada 20 bin çeşit arı olduğunu ve tedavi öncesinde doğru cins ve ırka ait bal arılarının seçilmesi gerektiğini söyledi. Sarıarslan, "Apiterapide sadece bal arıları kullanılır. Seçilen arılar, belirli bir arındırma sürecinin ardından tedaviye hazır hale getirilir. Tedavinin kesinlikle işin ustası bir doktor tarafından yapılması gerekir. Bu şekilde hem daha kalıcı çözümler üretilir hem de vakit kaybedilmemiş olunur" dedi.

Arı tedavisinin uygulama anından bir kare
"Apiterapi görünenden daha kapsamlı bir tedavidir"
Talha Sarıarslan, tedavi sürecinde birçok elementten faydalanıldığını dile getirdi. Bal arısına ait tüm unsurların kullanıldığını belirten Sarıarslan, bunları şu şekilde detaylandırdı: "Apiterapide arının kanat çırpışı, arı kovanındaki hava, arı zehri, bal, polen, propolis ve arı sütü kullanılır. Bal arısı ürünlerinin apiterapiye uygun olması için herhangi bir yerde ilaçlanmaması gerekir." Tedavi süreci hakkında da bilgi veren Sarıarslan şu ifadelere yer verdi: "Tedavinin süresi ve şekli kişinin yaşıyla, boyuyla, kilosuyla ve hastalığıyla doğru orantılıdır. Kişiye arı zehri verildikten sonra diğer ürünlerden oluşan karışımlar da verilir."

Arılar canlı bir şekilde temiz bir kapta saklanır
"Apiterapi iyi bir destek tedavidir"
Apiterapinin tamamlayıcı ve destekleyici bir tedavi yöntemi olduğunu belirten Talha Sarıarslan, hastalıkların iyileştirilmesinde apiterapinin tamamlayıcı bir rol üstlendiğini söyledi. Sarıarslan, "Arı tedavisinin iyileşmesinde destekçi olduğu hastalıkların başında romatizma gelir. Apiterapi , şeker hastalığı, sedef, kulak çınlaması, bel ve boyun fıtıkları, MS ve felç gibi rahatsızlıklarda tamamlayıcı tıp olarak uygulanmaktadır. Dünyada, 51 tane apiterapi kliniği vardır" sözlerini kaydetti.



Multimedya Haber
Kamera: Hakan İnci

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Hindistan'dan Türkiye'ye uzanan bir tedavi: Ayurveda

Geleneksel ve alternatif tedavi yöntemlerinde koruyucu hekimlik en önemli unsurdur. Kişinin herhangi bir hastalığa yakalanmadan önce önlemini alması, özellikle insanların hastalıkları tetikleyen zararlı toksinlerden ve mikroplardan arınmaları, koruyucu hekimliğin önde gelen çalışmalarıdır. Buna bağlı olarak da bitkilerden elde edilen kürler, yağlar ve ilaçlar geleneksel tıpta yaygın olarak kullanılır. Bitkisel ilaçlarla desteklenen ve kişinin vücut dengesini koruma amaçlı uygulanan bir tedavi olan "ayurveda", koruyucu hekimliği destekleyici bir doğal sağlık sistemidir. İstanbul'da açılan ilk ayurveda kliniği olan Doğa Arınma Merkezi'nde bu yöntemi uygulayan Uzman Doktor Kemal Çetinbahadır, insanların hastalıklara önlem almaları için yılda birkaç kez ayurvedayı uygulamaları gerektiğini söyledi.

Kemal Çetinbahadır (soldan ikinci) ve ayurveda doktorları
5 bin yıllık bir Hint geleneği
Ayurveda, yaşam bilgisi anlamına gelir. 5 bin yıl önce Hindistan'da ortaya çıkmış, Arap ve İran tıbbıyla da bağlantısı olan ve günümüze kadar gelen bir tedavi yöntemidir. Ayurvedanın bir inanç sistemi olmadığını vurgulayan Kemal Çetinbahadır, "Ayurveda varoluşun temellerini ortaya koyar ve bunu insan sağlığında kullanmak adına pratik bir bilgi sağlar. Ayurvedanın temel amacı vücudun çalışmasını dengeye getirmek, zararlı toksinlerden arınmayı sağlamak ve bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Ayurvedada uygulanan yöntemlerle kişinin geri kalan hayatını mutlu, huzurlu ve hiç hasta olmadan geçirmesi sağlanır" dedi.

Ayurvedada ısı tedavisinin (svedana) uygulandığı yer
"Ayurveda 16 farklı yaklaşımla uygulanır"
Kemal Çetinbahadır, ayurvedanın mükemmel sağlığı uygulama ve geliştirme kısmında 16 farklı yaklaşımın olduğunu belirtti. Bunların bir kısmının bedenen, bir kısmının da zihinsel olduğunu söyleyen Çetinbahadır, yaklaşımları şu şekilde detaylandırdı: "Nabız tedavisi, müzikle terapi, aromatik yöntemler gibi birçok rahatlama yöntemi mevcut. En güçlü olanı da, Pancha Karma adı verilen, vücudu hem arındıran hem de dengede tutan bir yöntemdir. Bunu uygularken vücudu çeşitli bitkisel karışımlarla yapılan masajla rahatlatıyoruz. Başka bir yaklaşım olan Svedana da Himalaya bitkilerinin buharıyla yapılan ısı tedavisidir. Tüm bu yaklaşımlar insanlara hastalık durumlarına göre uygulanıyor."

Isı tedavisi sırasında hastanın uzandığı yer üstüne kapatılır
"Modern yöntemlerden de destek sağlıyoruz"
Kemal Çetinbahadır, kendi kliniklerinde ayurvedayı bitkisel yöntemlerle uyguladıklarını ve kronik sinüzit, kronik bronşit, uykusuzluk, mide ve bağırsak problemleri gibi hastalıkların tedavisinde bitkisel ayurveda ilaçlarının önemli rol oynadığını savundu. Çok ağır ve olumsuz durumlarda modern tedavi yöntemlerine de başvurduklarını belirten Çetinbahadır, "Özellikle kronikleşmiş rahatsızlıklarda ve ağır durumlarda bitkisel ilaçların dışında gerekli ilaç takviyeleri de yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Ayurveda tedavisinde kullanılan bazı bitkisel ilaçlar ve yağlar

Fotoğraflı Haber
Fotoğraflar: Hakan İnci